6
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1173
Okunma

bulutlar habercisiydi
düşlerde kalanların
parçanmıştı elbet
bir yaz
ya da eski bir sonbahar
baharlar hep vedalardı zaten
neydi ki
ellerime usulca dokunan
dokundukça ısıtan
sanki tanıdığım birisinin elleri
bu kasım yağmur da yağmadı
oysa hala ıslak ellerim
kokusu bir başka tenden
bilinmez ki kimden yadigar
öylesine eser ki
tenha vakitlerde
geceyi saran rüzgar
uzaklardan seslenir gibi
ah kimbilir kim çağırır
bilebilir misin seni
beni
bizleri
öylesine yakın ki
karanlığın içinde sesleri
nefesleri
okşar da gider yüreğini
belki bir sevgilinin
gözlerinde gözleri
hissettiğince duyarsın gidenleri
giden de sensin kalan da
anlarsın belki
bir göz yaşı
bir yağmur damlasında
bir ten
serin bir rüzgarda
bilmem ki kokusu
hangi iğde bahçelerinden ulaşırken sana
havada yağmur kokusu
kimbilir hangi tende can
canda ten karışır nefesine
yüreğince hisseder
hissettiğince yaşar ya da ölür insan
yaşıyorsun farzet ki
bin bir biçimde
hücrelerinin moleküllerine kadar
sende var olan kim
kim var ki içinde toprağın
havanın
ve suyun
varlığın
ya da yokluğun
başı ve sonu sen misin
ara sıra bir selam ver göremediklerine
öylesine çok ki o göremediklerin
bari hissetmeyi dene
bitmedi işte
bitmeyecek hiç bir şey
bu kasım yağmur da yağmadı
oysa hala ıslak ellerim
kokusu bir başka tenden
bilinmez kimden yadigar ...
Mert YİĞİTCAN
25 . 11 . 2013
istanbul
5.0
100% (8)