4
Yorum
19
Beğeni
5,0
Puan
3126
Okunma

siyah gece bir namluda taşınır/mı hey tükenmez acı....
doğrusunu bir anda kaybettiğim
hayat sandığım ama hayattan öte bir yerdeyim
tükenerek harcanan
ama harcandıkça asla vazgeçilmeyen değersizlik ağlıyor yüreğimde
bilmeden çok kırdım sanırım çocukları
ağar iklimler sararak ömrüme
pişmanlıklar yağdırdım olmayan düşlerimden
çok uzak ihtimaller olsa/da beklenti dediğin mevzular
yinede doğurgan özgürlükler hayal ettim
kaybettiğim her günün gecesinde..................
iri gövdeli yıldız ağacının gölgesinde
nede güzel uyuyor karmakarışık kuşlar
köküne doğru yayılan nehirler dolaşıyor
ve dallarına sarılmış sevgililerin ölümsüz bulutları dağılıyor
yıldız ağacı
ki görünmez aslında
kimseler bilmez kimseler hissetmez onu
bir tek yüreğinin şehrindeki
o yüce dağlara çıkan eşkıyalar görür hisseder bilir
onların ardında bıraktığı kırgınlıklarda yaşar
hiçbir zaman künyelerinden silinmeyecek aşklarında taşınacak yıldız ağacı
ve ardından gökyüzü delinerek neyi var neyi yok kustuğunda
yıldız ağacı havalanacak
ve eşkıyaların düşlerinde yüreğinin sahibini bulacak....................
neden demeden
düşünmeden beklentilerinin hiç gelmemesini
gözlerin kapalı duyumsamadan toprak üstü gül reçeli kokusundaki özlemleri
deki bana sen bir eşkıya
bir daha kaldırımlarda yürümeyecek
bir daha alnındaki ağır tütün islerinden utanmayacak
bir daha aşık olmayacak
bir daha yani bir daha yaşamayacaksın.....söyle ve usulca öp gözlerimden..
uzak bir hayalin yolculuğunu işaretliyor kirpiklerimdeki pusula
dört bir yanımla kanasa/da yaşam dediğin ütopya
artık ayaklarıma geçirdiğim dönülmez yalnızlıklarla düşmeli toprak yola
katık olarak bir tutam ay ışığı bir çift yürekli aşığın tutuşan yanları
hep devrilip devrilip kalkan gün batımı üzümlerinden azıcık yeşil
ve yüreği sonsuz mavililer büyüten bir parça gökyüzü.....................
sağanaklar çoğu kez ağlatıyor adamı
hele birde yalnız kalarak atmosfere yakın ıssızlıkta
iyice çileden çıkıyor o sert suret
artık kendinden utanarak sırt üstü kapaklanıyor koca yürek
ardından ana baba kardeş bacı yar oluyor yıldız ağacının meyveleri....ağlamalısın.
ve kavruk benzetmeler
yaylaların beyaz örtüsünde bırakıyor ayak izlerini
eşkıya
içinden çıkardığı türküleri yakıyor kuytu bir soğukta
çıkan her alev her savrulan kül
birer hayal olup kavuşuyor insan olana
artık düşler yiğit bir beste gibi notalara dağılıyor ormanın ellerinde
hey doğurgan yürekler hey sonsuz acının kavranışı
düşlerin bitip bitip başlaması
hey aşkların koşarak kaybolduğu hayat
renksiz cümleler
üşümeler
sığıntı bakışlı dolunay
hey kaybedecek bir/şeyi olmayan insan
ben eşkıya
yüreğimin denizindeki ağır limanlara gelsin sevdalar
kuş seslerinden şeritler çizilsin gözyaşlarıma
bir çorbalık ana kokusu
bir kirli sakal uzamasında sevgili sesi düşsün anılarıma
koynunda bulutlar ve yüreğinde yarın büyüyen
bir geceyle düşüyorum sessizliğe..........hoş/çakal kalabalık yalnızlık......
yüreğimde şarkılar heybemde hürriyet nasılda aşık olurum hayata....
5.0
100% (18)