İcazet arayanlar batıya sürer atı,
Garbın efendisinden talimat almak moda.
Oradan alınıyor hafızlığın beratı,
Becerip alamayan içer karışık soda.



El etek öpmeyenler, dinlemezler sözümü,
Kıskançlıktan çoğunun, saçları beyazlıyor.
Hürmette asla kara çıkarmadım yüzümü,
Hocam da arada bir sırtımı sıvazlıyor.



Aklandım huzurunda, dünyam değişti birden,
Desturunu da aldım saldırdım sağa sola.
Dolaştım memleketi, name çaldım her türden,
Dağlardan, bayırlardan duyan indi kumsala.



Çakalları çağırıp horozla barıştırdım,
Aç susuz kırsallarda dolaşmasınlar diye.
Adlarını unutup arada karıştırdım,
Kusuruma bakmasın, söyleyin efendiye.



Ne kadar "ehlivatan" buldum ise topladım,
Kartalları avlayıp, yolup koydum kafese.
Bop pardon hop; dediler, koltuğumdan hopladım,
Heyecan bastı bazen kaldım nefes nefese.



Aleyhimde ötenin üstüne yaptım pike
Kaçanı kovaladım, vurmayın abalıya.
Kanunlarla oynadım, adına dendi şike,
Boşverin konuşsunlar bekliyorum yalıya.




Mehmet Ziya Dinç