9
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
2369
Okunma

ahşap gözlerinden gıcırtılı gökyüzünü dinlemek.............
sanki ağlıyordun
yada halının üzerine dökülmüş anıyla sohbet ediyordu gözlerin
kapının birdenbire çalınması
ve erkenden içinin korkulara düşmesi gibi plansız hayat işte.....
hani günlükler yazılırdı en hakiki saf duygular ikliminde
kalbin kadar temiz sayfadan dip notlar eserdi künyelere
körebe olmadım hiç ama körlüğe yakın aşklarım oldu
düşlerden tel örgüler yapılır
ve o tellerin yırtık kabuslarından iyi geceler öpücüğüne düşerdik
aslında çocuk olmak zor zanaat/dır
hem olmadık acılarda ağlamaya günaydın diyeceksin
hemde her düştüğünde seni kaldıracak bir el bekleyeceksin.......
yani tarifsiz günceler dolardı ağır yaralı turna kanatlarına
ne kadar yüreğin sözcüklerden bir dünya ayırsa kendine
bir o kadar manasız cümleler basardı nemli yaz gecesi sevmelerini
artık mevsim olmasından çok farklı
yağmurlar derimin altındaki ağrıları yok etmiyor maalesef
çamurdan killer camekanlara koyuluyor
ve içimizdeki çocuk ürküyor heykellerin gözlerinden
ve artık uyusam iyi olacak
birazda yarı ölümlü halimle kavramak gerekiyor hayatı............
saati kuralı bir hayli zaman oldu
saat hiç çalmayacak
ve ben hiçbir iş ilanında figüran olmayacağım
iki zeytinli bir kahvaltı uyanacak gözlerimde
irili ufaklı harfler koşacak yatakla dış kapı arası
çıplak ayaklarımdan uçuşacak en buruk şarkı
ve sen dost/doğru beni yüreğinin gökyüzünde saklayacaksın...acıtmadan ama..
bir hayli hayal birikmiş bu şehrin yangınlarında
eskiciler hiç anlam veremediğim bir iki kelimeyle topluyor eskileri
dar sokaklar hala kıvamında
bir uçtan bir uca gerili iplerde rengarenk dünyalıklar
ağır küf kokusundan artık ölmek üzere olan evlerde var
ve yorgun bir balıkçının senden ne beklediğinin bir önemi yok sayılır....
artık zaman karmaşık bir ruh hastalığı
ve geriye kalan aklını yitirmiş aşklardır.................
5.0
100% (28)