5
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
1326
Okunma
çığlık...
Tel teldi düşlerimin kıyısında dolaşan saçların
Kumsaldan çekilen yosun kokulu kum
Rıhtımı dolduran yakamozdu sırtımıza asılan
Geri duran başı dik dağlara salınırdı gölgemiz…
Sarılırdı şarkılar üryan akşamlara yüzünde hüzün
Mahpus hasretlikler susardı içtiğimiz bir bardakta
Dudağından kalma bir zaman dolardı şarabıma
Aklım körkütük sallanırken darağaçlı anılarda…
Sen bahar getirirdin sonbaharlara
Tenin güz güneşiyle dolarken içime
Hiçe saymadan kuşluk vakti ötüşen kuşları
Şafak gözlerin olurdu uykusuz pencereme oturan…
Bu yüzden saymam ben mevsimleri
Ellerimde ıslak bir nisan yağmuru
Başımda eskiden kalma kar beyazları
Açsam şimdi gittiğin paslı kapıları
Sensizliğin çığı gibi düşer içimdeki çığlığa
Ama sen duymazsın
Yeni bir çağ açıyorken yüreğimdeki yokluğun …
“ varsın gelsin göğsüme sarı sonbahar, sen gerisini salla gitsin rüzgarlarda akşamları…”
5.0
100% (17)