11
Yorum
25
Beğeni
4,9
Puan
3291
Okunma

boğazıma kadar sana battım....!
durmadan sabırsız ayetler yazdığım bir vakit
nasıl susarım İbranice
çünkü dualarımın yalın örneklerini bilmediğim bir rutubetin inadında arıyorum
kafamı kaldırıp göğün tanrısına açıyorum boşluk derecesinde/ki ahı
matematik kadar karmaşık fiziksel bir çekim gücü ağrıyor yürek acımda
anlamak kadar zor yalnız kalmak kadar beter bir haldeyim.......
sokakların beden dilinde aramak istiyorum sessizliği
kocaman tabelalar ayrı istikametlere yol aldığında
şehrin akordu bozuk caddelerinde inadına yağmurla koşuyorum
sesime gel buruk bir cümleyle kaskatı şiirler veriyorsam sana
ağzımın dudak harflerine bir çam ağacı kozalağından uzan
birazdan erik çiçekleri açar sen inanma baharın geldiğine
koyu bir duman serilir kaldırımın asık suratına
ve sonra sesime gel karanlık bir nefesin boğulan yerindeyim
ne olur gör beni...........
patavatsız geçiyor şuan zaman
kimseden alamıyorum ruhani bir çığlık
halbuki suare içi bir film şehrin ırmağında yıkanıyor
daralan bir aşkın matinesinde bekliyorum
gözlerin kapalı hissettiğin bana doğru gel......
üzülüyorum soğuk havada ellerim cebimde yalnız
fazla deşelemeden özlem dediğin fazlalığı
sarmaşıklara dolanmış bir dolunaydan geçiyorum
şaşırtıcı bir aşkın ensesinde batıyor akşam
yolların sayaç zamanları irili ufaklı gürültülerle sarsılıyor
yürüdüğüm kadar durduğumu fark/ediyorum
sen boşver hiç konuşmadığım bir lisanın göç eden insanlarıyla sesime gel
adımlıyorum ara sıra saçlarının batıl inancında
biliyorum uçlarında yeşeriyor küçük ağaçlar
sen tütünün acısını bilmez/sin
en iyisi çıkardığım dumanın gri gecesinde sesime gel.......
her köşe başına asılmış aranıyor kelimesinin altında görünüyor aşk
velhasıl kelam yüreğin doğurgan mecburiyeti paspal bakıyor
boyacı çocuklar yetim arabesk yudumlarken kayıp aşkın cenderesinde
hiç hesaplanmamış aşkların huysuz gelmeleri dağıtıyor beni
olur olmaz bağıran ruhların o çok kişilikli yerinden sesime gel
bakarsın iliğime kadar sana aç bir anımda kavuşurum
çiçekçi kadınlar soğuk renkte desteler yapar hüzzam acılara
ben sana dalında canlı bir koca aşkı bestelerim
duraksama eğik bükük bir sürgünün gurbetinden sesime gel.......
kenarı süslemeli bir kitabın o dalıp gidilen hüznünde
çok farklı karakterler yazılır resimli yaprakların tekil yalnızlığında
loş ışıklar altında çevirirken yelken düşlü sayfaları
her diline dokunduğunda parmağın
ıslak bir tat bırakır düşünürken okunan sevgilide
ayılmış sarhoşlukla gelir geçer aklının sürecinden sevda
ve biten bir kitabın artık tek başına tozlanma zamanıdır......
anlatamadığım bir anlamın en yoğun halisin......
5.0
96% (23)
3.0
4% (1)