11
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
2591
Okunma

bırak tüm ağırlığı düşsün üzerime bu şehrin....
hangisi sevgili
ürperen çiçeklerin hayaletlerinde susmak/mı
yoksa sislere yenik kentin sokaklarında ip atlayan düşler/mi...
ve çığlıklarım peron başı rakamlara inat çıplaktır
gidiş geliş düzer/gahı barınırken tek kişilik yolculukta
bırakılması zor bir anı saklanır kalabalığın boşluğunda.....
hangi şehrin yalnızı bu adam sevgili
senin düşlediğin kadar gerçek
sustuğun kadar ölü bir yüreği anımsatır
enteresan bir ayrılık tasarladığın vakte yağmur ağlamaya
sonuncu gidişine bir tütün yakmaktan uzağım...........
bakma öyle
tılsımı çoktan gölgeler tanrısına kaptırdım
o rüyalar saklayan
gecelerin karanlığında kitaplar gezen adam yok artık
bir dişi huysuzluk ve ağır bir yalnızlığım işte....
derdine hastalanıyorum/sam eğer
bu fikrimdeki zikire dua olmadan sevgili
apaçık savaşıyorum ruhunun mavileri için
ama sen dengesini yitirmiş siyah duvarlara koşuyorsun
bir çocuk susmasında bile özlem açılıyor kağıttan gemilerle
ardında el sallayan kurşun askerler ve aşkın tanrısı var
sen yalnızlığın elbisesine hayaller biçerken.........
anlamıyorsan özetini bile risk altındaki hayatın
hayatın kurgusunda yersiz saf tutman çok tuhaf
barışık belalar asıyorum ben senin pencerendeki ayaza
anlıyorum/ki
sen çoktan varlığının sınırlarını lal bir buhranla kapamışsın...
dahası çok büyük bir yanılgıdır benim sabrım
ehli keyif kaçak aşklar çoğalırken düş vadilerinde
son zaman zerresine asmıştım kavgaları
şimdi sabrımın gömleğini çıkarma vaktidir
yok öyle hemen insan görünümüne yüz sürme sevgili
daha virgüller noktalar bağlaçlar acıtacak seni..........
5.0
100% (23)