8
Yorum
27
Beğeni
5,0
Puan
2130
Okunma
narcissus & echo
lavanta kokularına buyur etmek seni
odaya, kitaplara, gözlerimin dalışına.
gece ve kandan bahsetmek, kaburga ve gölgelerden
gövdesiz kalabalıkların kuşatıcılığı ile
denizden, yitirilmiş kelimelerden
bukowski’nin mavi kuş’unu selamlayıp
taşlar diyordum içimden, taşlar
seni içime alıp
taşların altında kalmaktı
yarım, yarım, yarım.
simonov diyordun, behramoğlu, aysan, cioran
ölüm, hep, çoktu.
ve ben, ilaçları çok seven
şiirlerle körüklüyordum nefessizliği
yavaş yavaş, zehriyle, gecelerce.
ne fark ederdi ki neticede
sularına gömülsem karadeniz’in
ya da toprağına, sığamadığım dünyada
sadece şiirler ardımda
çiçeksiz
taşa, tozlanmaya, unutulmaya.
-şiir, yalnız bizim içindi
umursamadan sanatı ya da halkı
şiir, içimizdi-
ve gözlerim sevgili taşım
çukurlarına kaçmış mezarlarda
serçe yorgunluğuyla
dalmakta
www.youtube.com/watch?v=Jn4wXi5fHoU
5.0
100% (21)
bak böyyyle kucaklarım ben seni.......