ankara’ nın denizi
martıları ve balıkları olmayan denizi
alışmaya başlarken bir köşesinden
kaçmayı gerektiren
gerektiren…



(dalgakıranlardan söz etmek istemiyorum)



usulca içinde boğan
boğduklarını sırra saklayan
kefenleri duru zihinleri çalan haliyle
körebe kovalamacalarla eğlenen kent



(denizin gerdanlığının koptuğundan söz etmek istiyorum)



kurtuluş senin olsun, emek de, bahçeli de, tunalı da…
azat olunmak vakti ol bekledi nicedir darağacında
gecemden sökülen yıldızlar döküldü ellerime
serçeler kanayan intiharlarını bıraktı
göz bebeklerime
tane tane



(at beni içinden)



bir de nar çiçeği renk değildi sadece
nâr içinde kalmak vardı evvelinde
kül rengi gecelerce
günlerce



anlatmak da tuzak kılındı artık kanayan uzaklıklarla
kelimeleri anlamlarıyla birlikte kaybetmek; hâlâ
mor ve soğuk



soğuk