8
Yorum
23
Beğeni
5,0
Puan
2063
Okunma

hoşça/kal peygamber sabrım.......
ve hangi insan çözer hayatın dövülerek büyümesini
aşk dediğini ayaklar altında ezilenler safına sokan hey dünyalık
bağışlanacak hiçbir duygun kalmadığında aklını vuracak yağmurlar
unutma yazıldığını sandığın kader yoktur aslında
sen suçlarınla bir ağaç gölgesinde acırken aciz haline
durmadan kıyametler vuracak dallarına...........
kim/bilir kaç ruhu yaraladı sebepsiz bozgunların
tanrı yaratırken seni ruhuna bir hayat verdi
ve sen o hayatın ruhuna en büyük yalnızlıkları ezberletin
kaygılı duran ama kaygısında boğulan hey acınası canlı
yıkılırken özgürlüğün gözleri
sen tekil düşlerin tutsağı olarak soluyor/dun havayı
kirletilmiş ne varsa dostluk adına
o kirlenmelerin sebebinde uyuyordun umarsızca........
hiçbir hesabı ömrüne katmadan
seni beni bizleri gök/kuşağına götürmek isteyen asi ruhları
ihbarcı dilinle astın o kurulacak güzelim yarınların dallarına
tutuşurken bir gece şehirlerin sevişmelerinde aşk
aşkı hürriyet gibi yaşayanlardan aldın
kanattın en güzel çiçekli baharları.......
kendi içinde kavgalarla ihanetler ezberleyen hey düşünen yaratık
sorun kavrayamadığın nefesin belkide
nefesinde açan tomurcukların üzerine bastığın katil yanın
sen nedensizce katlederken hayatı
hayat özünde savunuyordu seni en dengesiz acılara karşı
olmadın olamadın insan
halbuki sadece açlığını gidermek için vahşileşen hayvan
senden daha insan bakıyor hayata
suskunluğun/la tecrit ediyorsun çocukların geleceğini
acıtıyorsun ülkenin topraklarındaki halklar adlı bütünleri
sen ayaz sevdalar doğuruyorsun
hayat ısıtıyor doğurduğun sevdanı hiç düşlemeden karşılığını......
ve yıkık şehirler
bombalanmış duygular
kirletilmiş denizler
tecavüz edilmiş sevgiler
acı unutkanlık ve siyah beyazlı hatıraların cinneti
senin ruhunda barınıyor unutma
kıyametler her daim yaşanıyor dünyanın bahçelerinde
sakın düşünmeden suçlama hayatı
hayat sana kocaman bir rüzgar verdi
ama sen rüzgarı estirmesini bilemedin......
en başta ben olmak üzere tüm suskunlukta/ki ruhlara.....
5.0
100% (22)