3
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
2315
Okunma

anlat dedi aşk......
aslında ağlamaktan korkmuyorum
ağlanası bir düş kurmaktan ise asla.....
ama gözlerimden istediğim yağmur
iklimleri karıştırıp kurak bir gece taşıyor ruhuma
ardı sıralı yalnızlıklar masadaki şiirlerin asfaltına yatıyor
tütünden duygusal kurgular dolanıyor odanın koylarında
ve mesele ağır bir şarkının sevgiliyi beslemesinden çok
sevgiliyi alıp kaybolmuş bir vadiye saklamasından ibaret bir hal alıyor.....
gel gör/ki duvarın ince damarından akan rutubet
sızarak vazodaki toprağı suluyor
ve gözleri görmeyen yalnızlığım tekil bir susuzlukta susuyor.....
şimdi anlatmaktan son anda yorulduğum hayat
başucuma bir kelebekten ömürle konuyor
dışarıda vahim bir konser veren rüzgar
sımsıkı kapalı camın tırnaklarına geçiyor
öylesine ağlamak şiirleri duraksıyor kalemde
ön sözü acıyı anlatan kitap
elimin renginde kusuyor cümleleri
artık konfüçyus ve socrares karışığı bir gece delirmiş karanlık doğuruyor...
ağla dedi aşk dediğin
sevginin yorgun tenine yaslanarak
avuçlarında dökük bir anı
acıyı ısırarak beklediğinin gelmedi zamanda
kırgın bir insanın ruhunu kanatarak ağla dedi........
gece yarısı sokağın başında bekleyen adamın
gideceği yönü bilmemesinden daha saçma değil ağlamak
caddenin kaldırımlarında parıldayan birikintilerde
asla bulamayacağını bile bile hayatın anlamanı aramak kadarda aptalca değil..
soruyorum karşımda duran hayali boşluğa
cevabını alamadan kapanıyor perdesi
soru ağlamaktan ne zaman vazgeçtin
inceden bir sessizlik ve yırtık bir yalnızlık sonrası.............
son rötuş palyaço geceye geliyor aklımın fırçasından
yüzüne asılı gülümseyişten saklamaktansa ağlamayı
korkunç bir açıklıkla gözyaşı adlı şiiri akıtıyorum yüzüne
anlatmaktan ağlamaya zaman harcayamadım sanırım
ağlamayı bir başka aşkın akılsız bir anına sakladım
ve bir şiirin başlığında başka bir şiire uğurlanıyorum....
ağlamanın sıradan benzetmesinde gözlerim rehin.........
5.0
100% (16)