16
Yorum
25
Beğeni
0,0
Puan
1916
Okunma

Sisler aralanıyor
Bulutların diyarında
Karanlığın ardına yaslanıyor
Koca gölgelerden bir damla
Yaslanan aydınlığın heybetli ellerinde
Devriliyor saltanata ermiş her zerre
...
Ah karanlığın derinindeki ışıltı!
Zarif tutamlarınla sarılırsın ışığı yutan gölgelere
Nefeste bir daraltı
Canda bollaşmanın ağıtıdır meltemler eteğinde
Kendi kor yağmurlarında ıslanmayan
Yağmurlar düşer öylece
Islanmaz hiç saçları
Yerleşir pırıltılı yalnızlıklar boşluğa
Karanlıkta hapsolan ışıklar gölgelerin içinde dalga dalga
...
Göğün en saltanatlı hoşluğudur âlemde
Savruntularda kopan firarlar avucunda
Tüm sesler dilinde serenat olur
Tüm darlıklar ekseninde vahalara kavuşur
Göller dizlerinde ağlaşır
Göğün yüzü gülen yüzünde saflaşır
ak pak olur gülümseyişler
Aydınlığın gizemli sarhoşluğu
Yeryüzünün en görkemli kalabalığı
Şaşaanın merkezidir göğün yücesinde
Tüm karartılar ellerinde döner ışıltılı yıldızlara
Gündüzün kucağında semah eder her yeni günde
Güzelliğin haşmetidir göklerde
Bir serüven, her gün göğün en yükseğinde
Aydınlığı bastırsa da her gün karanlık
Yücesinde yatar bir kocaman sonsuzluk
Her gün sabahın seher yelinde
Karanlığın derinindeki ışıktır evrene
Kâinatın sultanıdır güneş
Kocaman parlaklığı ile
Her günü bir danstır
Işıktan soneler eşliğinde…
Maide Yılmaz Özgüç