8
Yorum
33
Beğeni
5,0
Puan
1926
Okunma

Hayallerimle inşa ettiğim şehirden
Yüreğim gibi virane yıkık dökük
Hiç yaşanmamış ve yaşanmayacakları,
Üzerine ağlayan bulutların yağmurları
İçime akıttığım gözyaşları gibi
Dolup taşanlar
Birkaç damla özetidir geride kalanların
Elimde dert ortağım kâğıtla kalem
Terk ediyorum
Yollar uzayıp gider
Yazarım üzerine efkârdan
Kanayan duygularıma yetmeyen kara sayfalar gibi
Ufuktaki yanıp sönen ışıklar
Aklımda ve gönlümde yaktığım yas mumları
Ne çok inanmıştım oysa
Bir tek İbrahimler imtihan olur sanırdım
Hak yolunda kurban edilen İsmailler gibi
Bir gönlü kırmak Kâbe’yi yıkmaktan da beter diye işitmiştim
Ölü bir insana kurşun sıkıp
Ardından beddua eden de gördük fani dünyada
Yazılanlar hep yarım
Kalemden kâğıda süzülür düşer
Yazılamayanlar doldurur uçurum gibi boşlukları
Taşar birkaç damla gözyaşı
Canı olsa Nil nehrine kafa tutacak güçte
Aslında dili olsa belki de Fırat’ın yaşında
Gömüleceğim yeri bir bilsem
Hiç terk etmeyecek o vefalı yâri
Göçüp gittikten sonra bile
Sarıp kucaklayan bedenimi
Bir avuç alsam elime
Gözyaşlarımla sulasam
Asırlardır yağmur yağmıyordur
Birkaç dikili çiçek olsa üstünde, belki
Ya da gökyüzü üzülse canım annem gibi
Tamda yaşamaya tutundum derken
Mutlu olmayı denerken bile
Canım boğazıma geldiğinde
Azda olsa dinerdi sızılarım.
12.10.2013
5.0
100% (33)