Doygun sarılışların farklı yataklarında ıslak saçların
Yanmış duvarlardan dökülen sıvalar gibiydi imajın
Ey körelmiş bakışlarla aşkın yolunu arayan ölümlü!
Sevgiye restini çekerek, mars ettiriyorsun gönlünü

Baki bir kubbedir yürek, deviremezsin çirkefliğinle
Girift bir öyküydün, mecazi de olamadın literatürde
Fırtınanın yönü yoktur, savurur bir anda cehenneme
Serseri kurşunlar gibisin sen, vurulursun kendi içinde

Geçmişin rafından inince asaletin, düştü çamura neslin
Vedaların garında biletini çirkefe düşürmüş yolcusun
Karmaşık bir düş gibiydin, daha en başından kaybettin
Ruhsuz ve mesnetsiz korkularına sarılıp uyuyabilirsin!

Şimdi çevir plağı tersine, biraz da diğer şarkıyı dinle
Kaybedenlerin yazgısıdır aşk, gizle çığlığını yüreğinde
Hızla tükenen saatlere diz çök, hüzünler çek gözlerine
Mahşerin iniltilerine karış, yalnızlığını gergeflere iğnele

Bütün yanılgılar perişandır, kokmuş çorapça asılır ipe
Hayali dünlerin ürpertisi yoktur, kemendi atar kendine
Cellâdı çoktur vaatlerin, buz dağları bile göçer sevgiyle
Uyan şimdi gafil uykulardan, okşat bedenini hicaz şiirlerle

Aşk asla adres sormaz, kılavuzu karga olan da iflah olmaz
Yalnızlığın şerefiyeleriyle dolu evren, mundar et yolunmaz
Sığın şimdi küflü anılarına, sanal mutluluklar yara sarmaz
Dağıt yalancı hazinelerini, çirkefin kuyularından su çıkmaz

Topla umudun kirli çarşaflarını, hayaller hüzünle sarılır hep
İhanetin perdesinde izle rolünü, ister halay çek, istersen rep
Çok arabesk dinliyorsun bence, şeytandan olur mu melek!
Yel alır götürür nasılsa şirret kokunu, aşk tende kirli gömlek

Selahattin YETGİN