2
Yorum
7
Beğeni
4,7
Puan
2499
Okunma

şarap kırmızısı bir ay
saçılmış tohumlar gibi yıldızlar
kirpikleri yüzüyor gözyaşlarında
üstünde matem elbisesi
rüzgar incitmeden esiyor eteklerinde
susayan bir çalı bülbülü misali
inliyor gönlü
titrek
bir ceren gibi
ürkek
ölüm tüy kadar hafif gözlerinde
güneş yüzlü gün uzak bu gece
Tanrı’dan sonra şükrettiği
efsuni sevgili
simurg kervanına kanmıştı bir kere
gece gibi kara saçlarından
bir tutam bırakarak
sanki iki kalp
geçmişti birbirine
bumbuz kelimeler döküldü karanlığa
kulaç atıyordu durmaksızın
düşünce denizinde
biraz dargın sokuldu
sokulabildiği kadar hatıralarına
yokuşu örttü üstüne
uğursuz çıplak bir düş gibi
kendisine benzeyen
üşüyen bir güz kedisi
yaklaştı yamacına
çöktü dizlerinin üstüne
ölüm tek gerçekti
gönül gençyılmaz
5.0
86% (6)
3.0
14% (1)