1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
700
Okunma
içindeki çocukça sele söyle
kımıldanan kokunun koynundan geçen ağustos değil miydi
sarı gülüşlü fidanların uyuduğuna bakma
ateşi sönmüş değil güneşin
uzak yıldızları bilenler için
yeni mesafeler hazırlıyor tanrı çubukları
patikayı dönünce başlar ayrılıklar
ardına baktıkça gölgesini kemiren yeşil
ne inanılmaz şey uzamak ışıksızlığa
ağladıkça başımda dumanlı dağlar
kimsesiz kalemler karalar kara yolunu
nedensiz bir yılan hapşırsa içindesin hayatın
umutlu bir bulut oyununda kaybolduğuna
inanmazsın ıslansan bile
vazgeçmek anlamsız bir istasyon sorgusudur
benzeyen günlerin turladığı zamana yenik
korkma ölen bir daha ölmez
tekrar ettikçe içindeki delilik
çaresi ellerine bulaşmış olmasaydı eğer
yorulmazdım gözlerinin değdiği yere
artık nasıl söylenirse söylensin yağmur
içimizdeki çocukça sele.
5.0
100% (7)