3
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
3494
Okunma

Bir destandır!
Atlar…
Bembeyaz…
Çayırlarda doludizgin koşar.
Korkunun efendileri durmaz dağları aşar
Masala sığmaz destanlara taşar…
Sevdanın kırk katır yükü kadardır gölgesi
Dilden düşmez, sevmeyenin hecesi
Bir ben, tek bendim kalmışım dağların
En yücesinde…
Zamandı…
Kıvraktı, ak meşeden yapraktı
Dal tuttu eli, baş tuttu göğü
Masal baktım başka bir güruh peşinde
Karıştım izlerden örülmüş bir meclise
Yavandı.
Buna keza herşey çok sıradandı…
Atlar koşar dorusu, al alev kanatlısı
Sığmaz bendine fırlar geminden engine…
Her yerde bir yörünge kimseden kime ne?
Yürekler kireç tutmuş, yürekler pas içinde.
Gönül çare arar, nafile
Bu derde düşmüş olanların dermanı nerede?
En sonunda vazgeçti yücelerde çare aramaktan
İndi biraz daha, sanırsınız sokulacak toprağa.
Toprak…
Kum taneleri…
Mis kokar…
Ah o doğanın ruhu, toprağın bereket kokusu
Bir adımla arşınlasak, toprak ananın yanına varsak
Desek, “bir şölendir sana sunulan”.
Atlar koşsa varılamaz vadilerde…
Bembeyaz doru atlar…
Savaşlara dalsa bir hışımla savursa sevginin
Yüreklere perçinlenen kılıcını
Bir savruntu kopsa geçmişten, savursa yazı, kışı, baharları…
Toparlasa çıkan enkazı, yutsa karnında hapsetse,
Düğümlenmiş, karanlıkta kalan dramatik olayı
Kendi kalıbından atlasa, dokunsa, öpse sızıyı
Yüreklere serpilse sevginin görülmeyen tohumu
Bir filizden fidan yükselse yemyeşil…
Büyüse gülüverse…
Ve gül açsa tomurcuğundan dünyaya
Beyaz gül, sarı gül, al gül…
Güller dikensiz…
Atlar koşar dağlarda sırtlarında eyersiz
Atlar beyaz, atlar doru…
Ve susar her şey, zaman geçer
Zarafetle ömürden…
maide özgüç
7 Eylül 2013
5.0
100% (11)