2
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
1627
Okunma

ve kavrayıp saçlarımdan,
soktu başımı ırmağının sularına
soluğum ıslandı oyuklarında suyun
çığlık çığlığa sözler duyuldu
kaf/anka yada ebabil ki
Yusuf,
kuyunun derinliğinde öğrendi
sözleri yüreğinde
bir büyü gibi...
(...)
Anlamıyorum…
pürtelaş hallerde yapraklar
sessini dinlemek için iklimlerin ki
bir kedi misali yağmurdan kaçıyorum
dikkat etmeden üzerime başıma
basmasan zamanın gölgesine...
Biliyorum...
odalarda gezerken çıplak gölgen
uyku arayan gözlerle
kanatlarını saklayarak uçuyorsun
koyu karanlığında
ve geç kaldığını bilerek
asla olamadıklarına
bir hiç kadar bile olamamak
ve kalakalmak yaşadıklarınla/
yaşanmışlıklarınla...
bir adım sonra yine/
yeniden
kuytularına düşmek kuyularının
dudaklarınla susup/
gözlerinle konuşmak
gelincikleri düşünme...
Biliyorum...
saçının telinden
ayak parmak uçlarına kadar
bi-li-yo-rum...
el yordamı ile bulduğumuz
yıldız tozları kadar hem de
bil ki sevgili;
tattığım tüm senli duygular
ciğerlerimde benim
kapat çeneni ve sık dişlerini
avuç içlerinin teri bulaşsın
parmak uçlarına ve ak
tesadüfen geçen
çağlayanlarına karış ki
siyah yakışır sana
Biliyorum...
(...)