Bir mevsim ; aylardan ağustos...
Geceler sıcak ve öfkeli,
Gündüzler yalın ve serin...
Karadeniz de üstü açık bir mağara,
Üstü açık,içi kalın.
Ve şu yorucu , ah yok mu mevsim.
Bir yanım yorgun ve ağır.
Akşama yaklaşan bir Akçakoca vakti.
Saatler kırık ve çekingen.
Ah yok mu şu yalın ayaklı gençler;
Sahilin tadından,kumundan nasip alır ;
Gece ortalarında kadar dikilmiş dikiz gözler ve umutsuz yüzler.
Hepsi nereye bakıyor acaba ?
Ama neyse yolumuz uzun kestir gözlerini sabaha da az kaldı...
Yok olmadı yumsam gözlerimi, biri durmuyor dürtüyor.
Kim bu akşama yaklaşan Akçakoca da beni ansızın dürten ?
Yok bu insan değil akşam ,gece, gündüz fark etmiyor; fark et diyor...
Neyi ?
Ama Karadeniz de hemde sahil bir şehir de ne fark edeceğim ki?
Aman yat uyu sabaha az kaldı ...
Yok bu zaman yere sığmadı;
Akçakoca veya Mısır veya Bulgaristan...
Fark etmiyor;fark et diyor...
Neyi ama karmakarışık oldu iyice !
Kim bu dürtü yahu bir defa görsem , duysam...
Bu çok tuhaf bir duygu .
Peki neden kimse benim fark edeceğimi fark etmemiş ki?
Yok ben anladım ...
Bu bir nevi duygu...
Bir azap bir sevinç veriyor..
İyice hayretim arttı ama...
kİm ?
-Vicdan...
Bu ses kalbimden bir uğultu,
Beynimden bir soru gibi ama halen meçhul?
Neyi fark edeceğim ?
En baştan alsak belki olur gibi ?
Ben bir garip insan,
Bir deniz; Karadeniz de ;
Bir şaşalı Akçakoca...
ve ...
İnsanlar ...
Evet bu olsa olsa insanlar olsa gerek !
Peki neden bacakları görünen insanlar kör,
Kimse beni görmüyor !
Kimi yaşlı,
Kimi genç,
Kimi kız,
Kim erkek...
Neden ayakları çıplak ki;
Çok sıcak sanırım !
Kız sandıklarım erkek çıktı,
Erkekler kız oluverdi , oluveriyorlar !
Devam ediyor....
Devam ediyor..
Devam ediyor.
Yalın ayaklı ve değişken ve kör ve beni duymuyorlar...
Bu böyle gitmemeli,
Bu günah bu kadar sıcak olmamalı,
Bu duygular bu kadar yerde olamamalı,
Hani şu baş üstündeki kadınlar,kızlar;
Erkek, ayağının altına almış,
O halen bana tükür diyor...
Hiç farkı yok bu vahşetin.
Neresinde bir insan yaşıyorsa şu dünya üzerinde,
Şu farkı fark edemiyorsa;
Ha Akçakoca ,
Ha Çeşme,
Ha cehennem...