1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
925
Okunma
futbol yirmi iki kişiliktir
basket on
boks iki
ve bunlarla beraber pek çoğunda
bütün hakemleri hakem bildiğim yıllar da
tasarlanmış romanlar sığarmış senin dudaklarına
almışsın, sevmişsin
bir gelinlik gibi sararırken bademciklerim
dondurma sevmişsin, gezegen, Ay mesela, sofra bezi
hakemler koşmuş, sen hafifçe kanamışsın
klasik dönem bu
denizaltının denize indirilişinde
direk battığını zannetmek kadar hayvan, benim
koca karanlıklar tasarlanmış romanlardan
elma çekirdeği bu, portakal suyu
şirret çabukluklar şireni azaltırken
kanatan denizanası kadar kutsal bir midye
ağzıma takılıyor seni öptüğümde
seni öptüğümde tezgah kadar kutsaldın
felaketim miskinlik
kaç kürsi ayet okudum çocuk muradıyla
ellerim çırılçıplak
mumla aranan yalnızlıklarımızın sarılışı
toysaklambaçlar içinde kaybolan yüzler
herbir yalnızlık senin kadar yalnız
ve gelmemiş mektuplar sevda
felaketten arda kalan şaşkınlığımla
kendi kanımı görmek istiyorum
çiğ midye bile ilk kez çok geldi
firarda öfkem, nefretim...
dedim aşk mıdır sade nefret sevgiden ziyade
sarayı olmayan ölüm
evcil bahaneleriyle yanıbaşımızda yasadışı mecburiyet
gökyüzünü ilk kez görmüş pinokyo
şanslı ağaçlar
şeftali
elma
ilk kez tutuyormuş gibi başından
sütü iliklerinde samanyolu
derkan ah şarkılar...
niyeti bozuluyor tribünlerin
masumiyetin bekar nü etini bozan gözleriyle
diller şaha kalkıyor, pabuç dedikodu
seviyorum yastıkaltı öksürükleri
seviyorum yorganaltı gökyüzünü
ne zaman bir roman de sen
ben tasarlarım
oynarsın, pas atarsın sevgilim
nasıl olsa işimiz yok
hayta kulak memelerimiz, boşta
otuz iki buçuk dereceyle yalvarıyoruz
’kırmızı kart hoca’
bir oradan
bir buradan
yaklaş sen yine bana
5.0
100% (2)