tecrit edilen bahara yaslandım
sakıncasız sandığım bir sokağın gecesinde
ve sonradan anladım ki
tüm düşlerim tutuklanmış o vaktin ertesinde...

sabaha kalktığım gecenin
vakitsiz öpücükleri kondu kıyı dudak ezberime
şarapnel patlaması sevdan
sokulurken koynuma
iki büklüm titreme kaydı düş denizime..

yanağına tutunan dersim ağıtlı kadın
gözyaşı içirir/ken küçük dalgalı kıza
senden başka bir özgürlüğüm olmasın istedim
munzur soğuk sesini yatırıyordu saçlarına
ki
anadolu/dan koşarak gelmişti
çiçek basmalı kadınlar
ve aç kurtlar inmeden ezgilerin bahçesine
mavi bir toka gibi takıldı karadeniz
kirpiklerinin gölgesindeki ülkeye....

hürriyete aşkını gizlediğim
konya ovası uzanıyor su akan çeşmelerde
toprak sürülürken ateşin yandığı urfada
ben senin derikte bir zeytin dalındaki resmine bakıyorum
ve antalyadaki denize uzak köylerde
sana yeniden aşık oluyorum....

kaç kere koştum sana
her koşmamda gülümsedin egenin çıplak kıyısında
bir toros karı serinliği düşüyor sen her aklıma takıldığında
ve zonguldakta
madencilerin hasreti gibi
hasretim senin güneş bakışına...

yanağı gamzeli ülkede
ışıklar sönüyor bazen
ve karanlığa inat
pir sultanlı aşklar düşüyor göçlere
bedrettin kadar yiğit kelimeler
yolculuklara selam duruyor
ağrı dağından bereketli bulutlara....

ve söz bitmez
bitmez aşkın her türlü halinde yaşamak
ağır romanlar yakılır eflatun yıkıntılarda
düşler yitirilmez
ve sakıncalı aşklar şafağı getirir
ülkemin senli şiirlerinde....

AŞK VATANA SIĞMADI VATAN KOCAMAN BÜYÜDÜ BİR ŞAİRİN YÜREĞİNDE....