2
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
1039
Okunma
ne kadar uzak
o kadar yakın bir kalbe
kıvrılmaya meyilli intihar bakışları var
bütün endişelerin
bir akşam yutkunmasıydı
istanbul boğazı/mda
akıntısı kendine çoğalan çığlık gibi
ışık bakışlı bir zemheriyi öperek süzüldü
ilk evham
kanatlarından yalnızlığın
algılanması güç binlerce görüntüsü içinden
kaybolmamak için var oluşunda
önemsetmedim belki
dalgalanması bu yüzden olsa gerek
-ruhumda-
sözle düştüm
küçük dudakların coğrafyasında gezinirken
saf korkudan damıtılmış bir gerçeğin peşine
düşkünlüğümden olsa gerek
bilemedim ikinci kalp çarpıntısını
yüzünde ve hınzır yerinde
kalmayınca dudak payım
kendime bile
bir anlam uydurmalıydım
yoksa çıplak kalırdı kentin gözleri
-bedeninde-
balkon serinliğinde
görür görmeze iliştirilmiş
görüntülerin ilgisiz soluğuna uçan
yorgun sabahla geldi
son atak
çalınmış resimler takviminden
ve sende biriken gitmelerin uzağında
ardında garip bir meçhul durum bırakarak
kış bitti bahar bitti işte yaz ortası
bu endişe senfonisi düşlerimi asıyorum
dut ağacına
-toplasana-
alicengizoyunu
(...................................................)