Siyahî bir bulut çöküyor üzerime
Ruhum bir cenderede sıkıştırılıyor
Özgürlüğü elinden alınmış mahkumum
Aşkının kölesi olmuş ruhum bir ömür
Hiç düşünmeden harcamışım benliğimi
Gerçek sandığım sahte sevdana

Bu gün aynada bir kız çocuğu gördüm
Biraz heyecanlı biraz ürkek, hafif ağlamaklı
Şaşırdım “ Sen kimsin? “ dedim
Kakülünü düzeltip gözlerini gözüme dikti
Ve ben senim dedi içinde hiç büyütmediğin

Ürperdim, dilim kuru çöllere döndü
Gözlerim ise şelalelere, kıpırdayamadım
Elimi uzattım ona dokunmak için
Birden geri çekildi “ Sakın!” dedi
Bana kirlenmiş parmaklarını sürme!

İçimde görünmez bir el
Yüreğime saplı hançeri çevirmeye başladı
Bir acı, tarifi imkansız kanatıyordu içimi
Ona dokunamamak ne acıydı
İçimde tek temiz kalan o kıza dokunamamak

“ Neden “ diye kekeleyebildi dilim
“ Sen her sevene açtın yüreğini yuva oldun haysiyetsizlere
izin verdin seni üç kuruşa satmalarına “ dedi
Dizlerimin üzerine çöktüm
“Suçum bir kez sevmek mi? Sevgi bilmeze güvenmek mi?”

“Ben sana veda etmeye geldim” dedi
İçimdeki acı tarifsiz büyüyordu onsuz var olabilir miydim?
“Gitme benimle kal bir daha seni içimlerine izin vermem”
“ Yok istesem de kalamam seni köle edenler beni de idam ettiler “ dedi
“Nasıl olur sana ulaşmaları imkansız, seni gizledim” diyerek ağlıyordum

Şimdi anlıyorum içimde sinsice dolaşan korkunun sebebini
Gözlerime girmeyen uykunun nereye kaybolduğunu
Her aldığım soluğun neden ciğerlerime çok geldiğini?
Ben kölesi olduğum özgürlüğümü uğruna feda ettiğim sevdiğim için
Öldürmüşüm beni ben eden o kız çocuğunu, öldürmüşüm ….