6
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1304
Okunma

Bir fincan çay buğusu göz bebeklerimde
Boş bir sandalyede hayalin beni izliyor
Kendi yasımı tutarken beyin hücrelerim
Ölümlere yatırıyorum ruhsuz bedenimi
Kızıl bir yağmur ala boyuyor papatyalarımı
Sensizliğin ayazlarında solarken
Anıların labirentinde içimdeki çocuk
Körebe oynuyor bıraktığın yalanlarınla
Köşe başında bir bulut
Işığını yitirmiş fenerin yasında
Sokak çalgıcısı matemini tutuyor
Kırılan emektar yayının
Bir şarkı yankılanıyor kulaklarımda
Ölmüş asırlık aşklardan geriye kalan
Sahi bizim şarkımız neydi ?
Dinlerken göz bebeklerimizin öpüştüğü
Derin sulardan hortluyor karanlık
Yıldızlara sıçrıyor zifiri
Ay kaçıyor ona uzanan ellerden
Bir resimde bırakarak parlaklığını
Kulağımda bir ıslık çınlıyor
Tanıdık bir melodi beynimi zorluyor
Yoksa
Tanıdık olan sadece o nefes mi ?
Kanım donuyor hatırlar ile yüzleşirken
Ve yine karşımdasın ürkütücü bakışlarınla
Verdiğin tüm boş sözlerin çıkmazında
Bana sunduğun yol ayrımında
Cam kırıklarında sensizliğe ilerliyorum ….
5.0
100% (9)