5
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
2058
Okunma

Ve ben acının tarifini yazmaya muktedir olamadım
Kalemim hüznün karasıyla boyandı nedamet çekerken yürek
Yok rengine bulaştı tutunduğum dallar
Uykular kabuslarla kardeş olmuş hayaller kaf dağına uçmuş
Derman yok manasını unuttuğum sözlerden
Sırra kadem bastı senin için çarpan kalbimin sesi
Ve ben son kez açtım ellerimi semaya
Tekrar diledim sızım sızım sızlayan sensizliğin sesini
Ayaz vurmuş dualarımda nutkum tutuldu sen derken
Lisanımın reddi kabul olmuş varlığına hasretim
Ağır bir yükün ağırlığı altında ezilirken ağlıyor umutlarım
Hani şu ufkun kızıllığından doğru ağarırken sabah
Ben hiç uyanamadım işrak zamanı sana
Nerede umudu sardığım bulutlar
Asi rüzgarlara vurmuş yükünü mevsim hüzne uyanır
Hicran benim yetim yanımda büyür zaten hüzne tutsağım
Matem diyorlar yokluğun hüznüyle giyilen karalara
Ben beyaza boyasam düşlerimi yalan olur mu baharlar
Yeni bir resim çizsem sabahın renginde
Gözlerimin leylini sağsam yağmurlar renk verir mi
Açlık değil sana duyduğum özlem oruç tutan ağzımın hazzı
Kaç sahura uyandım bereket olur niyetiyle
Meçhul iftar zamanı muallak susadım amma yok bir yudum
Olsa içmem keşke dedirtecek günahı
Sen sevap defterimde salınan miraç namazları gibi yüksel
Ben hasrete razıyım yeter ki sen beni Reyyan’ı ister gibi sev’
5.0
100% (5)