0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
928
Okunma
onu iki cam arasında ip çekerken
ve bir de
tanrıya yalvarırken duydum
perdelere saklanan ellerimin arasında
dudaklarının payını arıyordum
bütün temmuz gecelerinde böyle olurdu
ulu salkımlar öyle olgunlaşırdı ki koynunda
infilak etsem
gerisi kalmazdı aklımda
oysa tutuşurduk el ele onun istediği gibi
kalabalık şehrin tam ortasında
ağzına varana dek küçük arzularım olurdu
o bunu zafer şarkısı saysa da
çekmezdim dudaklarımı dağlar susana kadar
ben ve sen
iç istekten yaratılmış iki ucuz
yüz yılımın kaybını sorma bana
bir ağaç altında ne güzel sevişirdik
ders verir gibi solucanlara
derken teslim şarabını yatırdım boynuna
iç ve öl dahası benlik değil
kırılma butonuna bas çok sıkılırsan
alevli dans çığlığımı duyarsan sevin
bu bir yastığın saklı içi
ne olur ne olur dışını unut
konsantre bir bülbül sesi uyan
sonra sonra acısı delirmiş bir isyan
hadi sarıl duygularıma
bastır bastıra bilirsen bayan
durulursa uyur saklanırız geceye
kırmızıya boyanmış yıldızlardan geçeriz
bulutları neşelendir akıt rüyama
sonra bak bana bak bana
bir şehri hızlı geçer gibi
yaşayanlar var mı bir daha bak
el ele bir otobüste
karartılardan korkunca sevgimi düşün
okşasın rüyanı dudaklarım
rahat uyusun sabaha kadar düşün.
5.0
100% (5)