5
Yorum
16
Beğeni
0,0
Puan
1207
Okunma

Ruhumun prangası alev paslı sancılar
Durabilseydi keşke ömrümce zindanında
Gün yüzüne çıkınca karartılmış acılar
Kurulur darağacı kıyamet meydanında
Aslolanı terkedip tahta çıkan her gölge
En naîf mekânımın âgûşunda geceler
Korkak bir yıldız gibi kayıp gider her imge
Devleşince zihnimde çözümsüz bilmeceler
Lime lime hayatlar ve bir o kadar rezil
Sesler hüzzâm tınılı haykırışlar sagulu
Dehlizlerde boğulmuş rotası kayıp menzil
Ve yollar kıvrım kıvrım yılan dilli, ağulu
Rüzgâra teslim yine zirvelerin sancağı
Yalan esintilerden aldığı hazca ehil
Muzaffer edâsıyla med-cezir salıncağı
Kırılgan dengelerle eğlenceye müdâhil
Ateşi derman diye gösterdikçe temâyül
Silinmez genzimizden ziftî yanık kokusu
Gerçeğin mezarında raksa durur tahayyül
Yordukça dimağları cevapsızlık sorgusu
’Ya ol, ya öl’ diyorum artık kendi kendime
Aşkdan başka ne varsa çekilsin etrâfımdan
Şaşıp kalsa da âlem devr-i fasid fendime
Kırıp zincirlerimi çıkamam ârâfımdan
....