1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1247
Okunma

Ben konuşacağım.
-Bütün insanları şartsız koşulsuz sevebilirdim
Sevmeye senden başlamasaydım-
Yürürdüm
Hızlı adımlarla arkama bakmadan
Karanlıkta bile gündüz netliğinde görürdüm
Yüreğim bin budaklı dal
Savaş atlarının cezbesinde yüreğim
Yüzümde cennet sakinlerinin gülümsemesi
Zihnimde geleceğe ait kavramlar büyütürdüm
Serinliği koştururdu nehirlerimin
Bir dalga ki kayaları ufalardı buğusu
Bir dalga ki okyanuslar yavrusu
Rüzgarı tufanlardan besili
İki cenahtan can bulurdu benliğim
Biri yontulmamış nefret
İflah olmaz bir sevgiydi ötekisi
Bir ucundan yandımı zehrim
Kağıt gibi ufalanırdı kırmızı giyinmiş tunçtan bakışlar
Siyaha dönerdi alyuvarlarım
Dilimin ucunda çırpınırdı ölü ruhlar
Menekşe soluklarıyla önümde diz kırardı gece
Yıldızlar tepemde
Zühreyi odamda misafir ederdim
Bakışlarım kırpışırken coşku içinde
Bir omuzum kamerde
Her yana dağlarım düşerdi
Gittikçe hafiflerdi göz kapaklarım
Damarlarımda sanki bir fil kalabalığı
Her gece ateş olur gövdemi salardım
Karanlığın taa kalbine
Sebepsizce ağlardım
Başımda mücahit bir elem nöbette
Fitil olur yanardım
Kanardım
Sonra yine hiç sebepsiz gülümser
Yıldızları kucaklardım
Sanki dünya sanki kainat ellerimde
Yürürdüm
Dikenli taşlı yollardan
Yalınayak hem de
Yürürdüm
Ne cennet sevdası kalbimde
Ne cehennem korkusu gözümde
O gün asılacak olsam
Güle oynaya beklerdim infaz sıramı
Allah şahit
Dilim hoşlansa da
Yüreğim kaldırmazdı yalanı
Yalanların bittiği yerde tek bir doğru
Süpürüp gitti elimde avucumda olanı
Şimdi dipsiz kör bir kuyudayım
Rüzgarlarım duruldu
Dalgalarım cılız
Yıldızım yok
Ayağıma zincirler vuruldu
Bileğime kelepçeler
Dilimde kat kat düğümler
Zar zor yutkunuyorum
Ne konuşmama ruhsat var
Ne ağlamama ne gülmeme
Ben şimdi tozlu kefenlere sarıldım
Maziden kalma hiçler tutuşturuldu elime
Sayende..
-Seni bile yeniden sevebilirdim
Kendimi bağışlasaydım-
5.0
100% (1)