"Gör!" desem de faydası yok, basiretin bağlanmış
Umrunda mı, kalp kırmışsın hassas gönül dağlanmış
Sustum diye zannetme ki mutabakat sağlanmış...
...Ayan beyan, hatan belli; şüphe yok hiç, suç sabit
...Durma öyle mütereddit! İşte kapı, çek ve git!

Paşa gönlün olsun diye kılı kırka yaran ben
Kırıldıkça, yarasını umutlara saran ben
Hicran için saatleri son nefese kuran ben...
...Verilen söz yalan olmuş; çoktan bozulmuş akit
...Durma öyle mütereddit! İşte kapı, çek ve git!

Bekledim ki utanasın, başın öne eğilsin
Kaybın büyük, telafisiz; sen farkında değilsin
Bundan böyle gözyaşını "keşke"lere ver silsin
...Feryat edip mum gibi yan; günden güne eri, bit!
...Durma öyle mütereddit! İşte kapı, çek ve git!

Şen gülerken bir zamanlar hayat dolu, kaygısız
Aynaya bak gör halini, ey utanmaz saygısız!
Issız kalsın gönül yurdun, tesellisiz... sevgisiz!
...Say ki artık bir ölüsün; nefes alan bir meyyit!
...Durma öyle mütereddit! İşte kapı, çek ve git!

Aklın dahi -gör- bîhaber niyetinden, kastından
Sağlam dala balta vuran düşer, düştün üstünden
Helal olsun, düşman ettin en sevgili dostundan!
...Madem bela arıyordun; bir fırtına, çok şedit!
...Durma öyle mütereddit! İşte kapı, çek ve git!

Ne pişmanlık bekliyorum, ne riyakâr bir özür
Kanat takıp ufkuna uç; bir kuş gibi hür, özgür!
İsterdim ki yanılayım, mutlu, mesut hayat sür
...Gönlüme bir elsin artık; sana yasak bu muhit
...Durma öyle mütereddit! işte kapı, çek ve git!

Ne edebin libası da, ne ellerin burkası
Benliğine pek yakışmış al melamet hırkası
Huzur sana dünden uzak; Kaf Dağı’nın arkası
...Nankör için karar anı! Vakit, şimdi o vakit!
...Durma öyle mütereddit! İşte kapı, çek ve git!

Mecit AKTÜRK
Berlin, 04.06.2012