GeDeO

Bozarsın mahsullerin yetişen her türünü!
Yaprağını koparır, kurutursun pür ünü...
Söyle sana ne deyim, hala fark etmedin mi?
Sen ey ahir zamanın "gedeolu" ürünü...

Ne melanet bir şeysin tohumda, fidendesin!
Yok etmek mümkün değil, ümükten gidendesin!
Kırdığın kırkı geçti, hala terk etmedin mi?
Kim icat etti seni, bir gör her bedendesin...

Damak zevkini bozdun, ne tadın var ne tuzun!
Eskiden yuvarlaktın, şimdi oldun upuzun!
Bu değişiklikten sen, hala çark etmedin mi?
Sende kaçırdın artık kantarların topuzun...

Kabaklar çok garaip, salatalıklar tatsız!
Domateslerde cücük, patlıcanlar "karat"sız...
Sen ki, o Yahudiyi mala gark etmedin mi?
Kara yerlerde yatsın deccal yüzlü suratsız...

Ne tavuk ne yumurta, korkar olduk yemekten!
Bıktık artık her şeye "gedeo" lu demekten...
Ey tavukçu sen sağlam tavuk gurk etmedin mi?
Gına geldi maraza hep hesap ödemekten...

Gökkuşağı gibi bak domatesler, biberler!
Açtığın yara büyük, hiç hoş değil haberler...
Kendine hem tertemiz saf bir ırk etmedin mi?
Seni hacamat etsin eli yatkın berberler...

Kastettin canımıza, sen; "gedeolu" besin!
Her şeyleri mahvettin, felakete gebesin...
İnsanların kanına zehri zerk etmedin mi?
Sen tek yılan değilsin, yılanlara ebesin...

Yaz olsun ya kış olsun, ne çabuk çıkıyorsun?
İnsanlığın neslini temelden yıkıyorsun...
Cehennemin dibine hala park etmedin mi?
Tazecik fidanların canını yakıyorsun...

Sen var ya gedeocu, sana yatacak yer yok!
Ağızların tadında eskilerden eser yok...
Kıyametimiz oldun, garbı şark etmedin mi?
Kabir kabir kalgı sen kafanda bir keser yok...

El çek artık "gedeo" kurulan sofralardan!
Temizlensin pazarlar sen gibi safralardan...
Kırdığın cevizleri sanki kırk etmedin mi?
Havan batsın, yetti be, bıktık bu tafralardan...

Antalya-2013/05

TDK:

göden: karın, işkembe.
garaip: görülmemiş, şaşılacak şeyler...
karat: mücevheratın saflık ayarı.
maraz: hastalık, dayanılması güç durum...
gurk: tavuklar için kuluçka dönemi.
hacamat: vücudun bir yerini usturayla çizip kan alma işi...
safra: sıkıntı, tedirginlik, rahatsızlık veren kimse ya da şey.
tafra: kendisini olduğundan büyük gösterip böbürlenme...

Halil Şakir Taşçıoğlu