16
Yorum
35
Beğeni
0,0
Puan
2648
Okunma

yedi başlı devin
...taş smokinli oğlu
yetmiş yedi bahar seveceğim seni
yedi asır uyuyacağım sonra
ayak ucunda....
...
şimdi
her
-seni seviyorum sonrası terleyen avuçlarımı
...kot pantolonumun dizleriyle kurulamayacağım
yanlış anlama sevgilim
fakat ellerim
ellerim çok yorulmuştu
(aslında bu bahane bu şiire çok lüzumluydu)
ve işte sen gidiyorsun
...çizgili kazağın üzerinde
kolları dirseklerine dek sıyrılmış
kavgaya taşan bir çocuk gibi
ben durgun su, dilsiz esir, puslu gece
ben sessizliğin prensesiyim
-kal diyemem ki-
...
meğer;
kozasından doğacakmış aşk
sancıya kanat çırpışları bundanmış, martıların
ey omzunda dalgın bakışlarımı unuttuğum şehir
kirpiklerinde hezeyanlarımı uyuttuğum adam
tutuşsun şimdi yağmurlar gözlerimde
hadi
-"niye ağlıyorsun” de!
ayrılıktan daha geçerli hangi sebeptir
ve gidiyorum
elimde dönüşü olmayan bilet
kararsız bir güvercin şaşkınlığında
hangi uçağın yelesine asılacağım bilmiyorum
hangi trenin siyah dumanında öksürüp
ya da hangi geminin çarkına dolanacağım
otobüsleri saymıyorum
onlar kavuşmalara mahsuben
bu şehrin her yeri gözlerin, denizi dudakların
köprüleri soluksuz koştuğum kolların
aynı şarkıdır martıların dilinde
ıslık makamı aşkın
dur deme bana
ki demeyeceğini de bilirim
ya geçmişi vuracağım ya kendimi yollara
Mardin, Johannesburg, belki Tahran
hangi sokağın omzunda yatışacak sensizliğim
ben nereye iltica edersem edeyim
gururumun muhtırasında can çekişeceğim
söyle
-"neden ağlıyorsun” de!
son bir kez daha sor
gül(üşün)ü teninden öptüğüm ıslak bir anı mı olacak yarın
...adına eş tuttuğum istanbul
(mümkün değil unutmak seni
şu ıslığı
ve yağmuru
dur
-d u r-)
de_soulmate