Derler ki " Bir deli,bir veli ve bir aşık içinde acı ve hüsran dolu kaptan çorba içmişler" böylece halleri birbirine benzemiş.
Aklın yetişemediği hal'in adıdır "aşk".
Kâinatın dönmesine sebep olan,güneşi ısıtan,ay'ı dolduran,geceyi gündüz gündüzü geceye kavuşturan,çiçeklere renk vuran,kuşlara kanat taktıran sebebin adı değil mi "aşk"?
Bütün organlar bir yerden emir alır,bir tek kalp sanki Allah'a bağlı.
İnandım çünkü kalp'de yeşerir aşk ve sarar bütün zerresini insanın.
Ne akıl durabilir önünde ne sözler bent çeker insanın aşık yüreğine.
Coşan bir ırmak gibi önüne ne kattıysa alır götürür deryasına kavuşturur.
Kavuşmak için yıkar,yakar,döker geçer.
Nihayet vuslat sakinleştirir,durgunlaştırır,ve karışır deryada kaybolur.
Ne isminden eser kalır ne varlığından.
O yok oluş aşık için var oluştur.
Yeter ki sabretsin,azmetsin ve gayret etsin.
Bütün ırmaklar nasıl denizlere dökülüp dinginleşyor ise aşık da ancak kavuşmayla saadete erip ,hal içinde eriyip sükuna erebilir.
Derler ki " Bir deli,bir veli ve bir aşık içinde acı ve hüsran dolu kaptan çorba içmişler" böylece halleri birbirine benzemiş.
Üçü de gurularını kovmuş,kibirlerini eritmiş,benliklerini yok etmiş.
Böylece aklın sınırlarını talan etmişler.
Aşk insanın benliğinden eski bir elbiseyi çıkarıp atarak kurtulması demektir.
Aklının sesini kısarak yüreğinin şarkılarını dinlemesi demektir.
Gözünün nurunda ,dilinin ucunda,kalbinin çeperinde zapt olunan kalelerin fatihine teslim edildiği gibi sevdiğine teslim etmektir bütün varlığını.
Yok olmaktır ebediyyen var olmak için.
Zordur,meşakkatlidir ve diz kırmak ister,yüz sürmek ister,dil dökmek,ayaklar altına almak ister kibri.
Nihayet gözgörmez,kulak duymaz,ten hissetmez ondan başkasını .
Selam ve saygı ile.