...





yağmurlu sabaha uyandırdığım nisan
kapıyı açıp
tomurcuklanan özlemini doldurdu içime
dilimde goncalar kaynaşırken seni ıpıslak buldum

soluklanmak için hiç fırsatımız yok
postal ağırlığında kasıklarımıza savrulan dürtü
atlatamadığımız eylül ağrısına benziyor

kedi tıkırtısı
eman dileyen kurt kapanı
ve titreyen sesimize silahlar çatılması sevgilim
kelimelerle

suskunluğun kendisine and olsun ki
anlamı çeviremez hiçbiri anadilde sevişmeye

zorlayıcı zamanlara akıyor çünkü yol
yedi yıl kıtlık beklentisi
ve lisan ı hâl ile anlatığı insanın
yedi semiz inek ve başaklarında bırakılan buğdaylara benziyoruz
oysa rahmettir asumanı gerçeğin
her anın bir ötesi yeniden ahiret
bil ki boşluğa rehn edilmiş en güzel sadakam sesin
ve içime işleyen nen varsa dağıtarak ses’leniyorum ben de

gel de bana Kürt dilinde bir şeyler söyle
öğütülsün başaklar, dolsun nehirlerin gövdesi ve devrilsin kokuşmuş düzen







...