25
Yorum
26
Beğeni
0,0
Puan
5492
Okunma

“Kızıl saçlı yâr!” Haydi; tut elimi gidelim.
Bize yol gösterecek, Sitare’yi güdelim.
Dalkavuklara kalmış, sadakat ile güven.
Düne kadar onlardı, Bey’e delice söven.
Hiç oldum mu hiç, senin yolundaki bir diken!
Elifi göstererek, benim, hep diller döken!
Ne saçını okşadım, ne de elini tuttum.
Zannetsin ki zevatlar, bu oyunu ben yuttum.
Kirpiğine aldırma! Bırak da aksın yaşlar.
Sevdim seni deyince hiç çatılmasın kaşlar.
İhanete tanıktım, bey oğlu konağında.
Doğruluk ne, neymiş ki, fitne fesat ağında.
Dar geldi ikimize, zaman ile mekânlar!
Kırılıp dökülürken Sırçalı camekânlar!
Zaferler mi kazanmış, başı sorguçlu kavuk!
El âlem biliyor ki, onlar her zaman lavuk.
Ah! Sevdam sorgulandı, henüz başlarken biten.
Güven denen inançtı, yürekten yitip giden.
Yalak ile yavşaklar, olmuşsa Beye çırak.
“Kalk yâr kalk!” Yol göründü, gönül yolumuz ırak.
Ahmet Yağız ALTUNEL
20.03.2013-Seydişehir/Konya