42
Yorum
50
Beğeni
0,0
Puan
9990
Okunma


Susmayı tercih etti, gönül denen şu varlık.
Çilehanede tenim, yanıp da kavrulmuşken.
Yetmedi ki nasihat, düştüğümüz hep darlık.
Yeter deyip iblise, hak yola savrulmuşken.
Ey Yüceler Yücesi, ellerimden beni tut.
Varlığınla var olur, nefesimdeki umut.
Sevdim seni demedim, gönül çaresiz değil.
Taç yapıp yıldızları, saçlarına dizerken.
Kula kulluk yapmayıp, Allah yoluna eğil.
İçinden çıkılmaz suç, sevapları ezerken.
Nebî yol gösterirken, gönül aşktan sıyrılmış.
Günahkâr yüreğimse, bedenimden ayrılmış.
Neden kaçırırsın ki, gözünü gözlerimden?
Bir akşamüstü sana, hüzünlerle bakarken.
Yüreğin mi çarpıyor, sanki son sözlerimden?
Cehennem ateşini, zebaniler yakarken.
Şirazeden hep çıktım, kalmadı ki bende Us!
Kör şeytana uyan nefs, kusacaksan artık kus.
Nur döksün iki gözün, bırak gözyaşlarını,
Elif gibi dimdik ol, darb-ı mesele örnek.
Ne olur hiç çatmasan, kalemsi kaşlarını,
Suskunluk çaremi ki? Dilin bülbüle örnek.
Kaf dağının ardında, Anka’yı “Nü” bulmuşken!
Yaradan tarafından, aşk bize sunulmuşken!
Yine, sarp yamaçlardan, koparsa kopsun tufan.
Hep boş vermişliğe say, gün bize ışıldarken.
Yudum, yudum içmeden, sarhoş olmuşsa kafan!
Bir türkü yak! Sam yeli, melodi fısıldarken.
Götürebileceğin, sekiz metrelik Kefen.
Giderken dolu olsun, sağında amel küfen.