7
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
2719
Okunma

Hayri Hoca da bizim gibi bekar evinde kalırdı
evinde soba filan yakmaya üşenir
bize gelmezse; kahvelerde akşamlardı
bir gün dersin konusu
“-semt, mahalle”miymiş neymiş
bir yandan anlatır,
bir yandan da sınıfın içinde gezinirimiş
“-çocuklar; nasıl Denizlide Pamukkale
Bursa’da Yeşil Türbe
Edirne’de Selimiye
Antalya’da Yivli Minare
(Kayseriyi de dediydi emme)
Konyada Mevlana ise
İsdambulda da padişah isimleri
yerleşim yerlerine
isim olalak verildiği ğibi
Erzurum bir serhat şehri olduğu için
semt-mahalle isimleri de
elbette başka şehirlerden farklı olarak
düşmanın gelebileceği istikametler
kale kapısının çıkışları
semt adlarının belirlenmesinde etken olacak
söz temsili İstanbulkapı, Karskapı, Erzincankapı gibi
bazende halkın toplanma merkezleri
meydanlara isim olacak tabi
Havuzbaşı, Kavakbaşı, Mahallebaşı gibi”
arkalardaki çocuklar
kendi aralarında konuşup gülüşmüşler,
“-yaavruum, gürültü yapmayın,
bak burada ders yapıyoruz,
arkadaşlarınıza saygılı olun” ve sair deyince
içlerinden biri, herhalde bir kız
biraz çekingen, biraz hınzır demiş ki;
“-öğretmenim seni Mahallebaşında görmüşler”
Hayri Hoca “-tabi çocuklar yaşadığımız
kenti gezip-görerek tanımaya çalışmalıyız
şahsen ben;
kahvede oyun oynayarak zaman öldürmek
sigaralı dumanlı ortamda olmak yerine
giderim Çifte Minareli Medreseye,
Cumhuriyet Caddesine”
o gün, paydosdan sonra da
çocuklar “-Mahallebaşııı………..”
“-……………………………”
“-Mahallebaşı”
“-öretmenim………….
Mahallebaşııı” diye
bağrışıp kaçışırlarmış ara sokaklara
eskilerden kendi aralarında
gavga gürültü eden çocuklar
o günden sonra hep “Mahallebaşıı”
diye bağırır olmuşlar,
koro halinde bağrışmışlar
bu durum o gün, ertesi gün,
daha sonraki günlerde de
devam etmiş,
okulun bütün çocukları
hatta kızlar bile
“-öğretmenim Mahallebaşı”
bütün çocuklar
“-Mahallebaşııı,
Mahallebaşıııı”
diye bağırıp kaçışıyorlarmış ara sokaklara
her zamankinden tedirginmiş yanında
sözlüsü olcak Fatma Hocahanım da
bütün çocuklar hep bir ağızdan
“-Mahallebaşı, Mahallebaşı”
ama en ufak bir serzeniş yokmuş Hayri Hoca’dan
etmiş edememiş;
Hayri Hocanın sözlüsü Fatma Hanım
çatmış kaşlarını
“-orda ettiğin haltı da anlatsaydın bari
bir daha sakın karşıma çıkma taam mi
benden uzak dur Mahallebaşılı Hayri”
“-yau n’oldu bu gancığa şimdi”
derken Okul Müdürü
eli Hayri Hocanın omzunda
“-ben senin gayretinden
disiplininden,
çalışmalarından
çok memnunum
tabii! ama başka bir okula tayinini istersen
Milli Eğitim Müdürümüz
yakın arkadaşımdır yardımcı olurum
hem de ortalık yatışır” demiş
tabii Hayri Hoca bir anlam verememiş
“-ulan olsa olsa bu adam
bu karı yüzünden takıyor bana”
“-sağol Müdür Bey,
ama benim Hoca Hanıma
verilmiş bir sözüm yok ki,
biz sadece arkadaşız
neden kızdığını da anlamış değilim aslında”
“-Fatma Hanım da sizin gibi;
çalışkan, kültürlü, kendini iyi yetiştirmiş
nazik kız ama boşver!
olan olmuş, giden-gitmiş
biz asıl senin şu tayin işini görüşelim bana kalırsa”
diye söylenmeye devam etmiş
Hayri Hoca
“-len yoksa Fatma Hoca(ha)nım beni
bu moruk için mi terketti
beni dinlemeyip,
Müdürün evine girip-çıkıyodu
yoksa kıza bir şey filan mı etti
Müdür denen teres
adam evli ama olsun, aman-zaman dinlemez
Enver Hoca kahkahalarının arasında
çocuğun biri öretmenine
“öretmenim anam seni keranede görmüş” demiş
o da
“olum anan hırlı bi garıydı da
orda ne işi varıdı” demiş
gülüşmeler, gülüşmeler, millet gassığını dutuyo
yerlerde sürünüyo,
Hayricim devam etti
“-yoksa müdürün kardeşi, kayınbiraderi”
….
“-hani Fatma Hanım seviyordu beni”
………
“-hani hiçbir şey alamazdı yerimi”
…..
“-alt tarafı karı milleti değil mi
katır gibi inadı tutdu mu gem almaz”
geder ga(y)ri
ne yapsın zavallı Hayri
resim Yavruağzı
teşekkürler Sanatçı
5.0
100% (6)