9
Yorum
23
Beğeni
5,0
Puan
1409
Okunma

şimdi söndürmek neonları
ilim kesmek aşktan
kısmak kirpikleri maviye
sağmal düşler emzirirken heceler
pürmüzlemek günahları
yara iyileşecek diye
bu, bile bile eğe tutmaz,
kör bir lâdes olmaz mı sevgili
bilinçaltı bir dumur sadece
bir hiç uğruna yaşamak olmaz mı bu
üzerine şemsiye tuttuğun
içinde büyüttüğün o mavi
linç altı kitabın önsözü-aşk-
bir tek şehir seyrederken
bilirken ezbere sere serpe serüveni
paspaslara çakmak gözleri
eldivenlemek elleri
kaçamak sokulmalar yıkanırken kirlilerle
camlara tırmanan sarmaşıklar gibi
ayakları yerde
hadi diyelim
vahşi atlar gibi titrettik nefesleri
parlattık mat dudaklarda kadehleri
sakladık avuçlarımıza kalın örgüleri
ses tellerimizde oynadı kahır
ya sefil uykusamalı tiratlar
ya gece yarısı sorguları
hiç mi havlamaz köpekler uluorta
ürkütmez mi hiç
sarılmaz mı boğazımıza ıtırlı bir şarkı
hiç mi etekleri kanlı gelincik görmem ben
kançanağı yutmuş dağ başı pusularında
yazmaz mı hiç mukaddes kitaplar
bu sefâleti anlatır melodramı
sokulmaz mı hiç
dilimizin altına, ağyar gümüşî bir susku
tamam bitsin bu paydaş hikâye
tamam geri alalım tüm yaralarımızı
derin türkülerle yıkayalım andımızı
yater ki yalan asmayalım dilimize
yavanlaştırmayalım inancımızı
kötü anmayalım yeter
tamam
yalan ama
inanalım
bitti!
........................................................................
şimdi ne zaman bir şiire çağırsam seni çıplak gelirsin
yüzü yerde kıpkızıl bir gül gibi yanaklarla
bense
avucumda bir demet gelincik varmış gibi
tutarım kalemi
yüreği havada
aklı yerde...
sen ürkek bir ceylan gibi sığınırsın dudaklarına
gözlerinde telaşlı bir ışık tutar gibi, kaçarcasına
ama
ben yine tek bir kelimeyle bulur
saklandığın yerden çıkarırım seni
-canımın içi-
...
..
.
.....................................................................................
ToprağınSesi
.
5.0
100% (20)