8
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
2928
Okunma

’’Sevinin, övünün çocuklar
bugün Yirmi Üç Nisan
hep neşeyle doluyor insan..’’
İki yüzlü bayramlarınızdan önceydi
Küçücüktüm,
çocuktum,
umuttum...
Uğur getirsin diye yoksulluğumuza
Uğur fısıldadı Babam kulağıma
Onüç kurşun düştü payıma
Babam da yığıldı yanıma..
Namert bir avcı vurmadan önceydi
Acıkmıştı, dönseydi yiyecekti makarnasını
parça parça topladılar Ceylan’ı..
Kırıp kolunu eline vermeden önceydi
İnsanlar yüreklerini kapattı, Cüneyt dövülürken
Çevirmediler gözlerini pembe dizilerden.
Kanı donan sadece kuşlardı...
Pozantı’da mahpus damları yoktu
Soğuk ve izbe kuytularda
öğrendi çocuklar, zulmün aksanını..
Sibel henüz anadilinin pis ve kötü olduğunu
bilmiyordu.
Tükürerek kendi dilini,
gördü ve hissetti yokluğunu..
Öğrendi çocuklar faşizmi yaşayarak
Roboskilerle,roket mermisiyle tanışarak.
Ya da kırılırken kolları, okulda, sokakta, mahpusta
Öğrendiler, azalarak..
İki yüzlü yirmi üç Nisan’larda
ırzına geçilirken çocukların, büyükler sustu
Bazı çocuklar makamlarda konuştu
Bazı çocuklar kızılcık şerbeti yerine kan kustu...
Karanlıkta kalırken çocuklar,
ışıl ışıldı kentin caddeleri, vitrinleri.
Suratlarına yedikleri tokattan tanıdılar faşizmi
Sırtlarına binen postaldan ya da kafalarına inen cop’tan
öğrendiler ötekileşmeyi..
Oysa
Bir avuç gülüşleri, çalınmadan önceydi,
maviliklere yürüyen düşleri..
Şimdi hepimize kutlu olsun
ikiyüz/lü/yirmiüçnisan......
hkarasahin
5.0
100% (13)