1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1918
Okunma
Vakit; geceye durdu
Söndü bütün lambalar... Her yerde sessizlik
Her yer karanlık...
Yolunu kaybetmiş, mekânsız rüzgâr
Ve ben... İki uyanık, iki çaresiz
Bu kaçıncı yolculuk, bu kaçıncı bekleyiş
Güneşin doğuşuna umut adını verip...
Yürekten, dudaklara, dudaklarla ah çekiş
Bazen sevgili için, bazen kahpe zamana
Neler geldi geçti de, şimdi adı hatıra
Anne, baba, sevgili; acılar, mutluluklar
Şu zehirli sigara gibi ömür adlı şey
Başta tatlı bir nefes sonra yanıp tükenen,
Tükendikçe tüketen...
Ve son nefeste, şimdi...
Vakit gece yarısı;
Sokak köpekleri var, etrafımda dolaşan;
Anlaşılmaz harflerle, konuşuyorlar benle
Duvara vuran gölge, dev misali... Yürüyor
Köşe başında kadın, küçülmüş bir bedenle
Köpekler suskun, ben suskun...
Sonrası meçhul, sonrası her son gibi hüzün döken bir yağmur
Şimdi alacakaranlık;
Siyah ve beyaz... İlk buluşma göklerde
Yorulmuş ayaklar, uykusuz gözler
Az sonra, uyanacak yeryüzü, uyuşuk bir bedende
Ve ben uyuyacağım...
Bir kez daha uyanmak gayesi taşımadan...
Günahlar işlenecek, sevaplarla örtülü
Cenazeler ve düğün, kahkaha ve hıçkırık
Herkes doğarken günle, ben... Yok olacağım
Koşturacağım ardından koşturacağım hem de
Ayaklarım yere basmadan,
Geçen zamanın peşinden ve gelecek yarınların
Mutluluğu arayacağım ve sonsuzluğu...
Gözlerimi kapatıp...
Açarak şu kalbimi...
5.0
100% (3)