3
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2296
Okunma

Abdestsiz ayakların, ne; çiğnediği toprak
Ne kıblesiz yüzlerin, tapındığı bir putum
Ben tarih defterinde, hiç sararmamış yaprak
Ben duruşu heybetli, ben ki şanlı Harput’um
Fethi Ahmet’e meydan, Arap Baba’ya dergâh
Mansur’a sonsuza dek, cennet tüyünden berzah
İki dünya arası, Kâbe tozlu güzergâh
Ben yüce dağ başında, yedi hanlı Harput’um
Süt kalesinden sesler, cenk edası ve tekbir
Ayakta kalan o sur, haykırıyor Allah bir
Ulu cami’de seda, alnı açık, muktedir
Ben her asırda mağrur, her an canlı Harput’um
Dem tutmuş çayda çıra, kayabaşında efkâr
Ejderha taş kesilmiş, buzluk yolunda rüzgâr
Belek Gazi’ye vatan, Gakkoş’a cilveli yar
Ben şehadet yurdunda, altı kanlı Harput’um
Üryan Baba türbesi, Sara hatun meydanı
Saysan saymakla bitmez, her yanında bir anı
İlahi kudretiyle, tutsak eden zamanı
Ben geceler başında, kızıl tanlı Harput’um
5.0
100% (2)