10
Yorum
29
Beğeni
5,0
Puan
1689
Okunma
Bugün, pencereleri açılmayan evlerden söz etmek istiyorum sana
Tül yüzlü kadınlardan
Perde suratlı adamlardan
Bir de; martıların uğramadığı sahil kasabalarından
Balkonları sorma ama
Pencereleri açılmayan evlerin balkonlarına sadece tozlar konar
Ölü toprağı edasıyla
Tül yüzlü kadınları tanımak çok kolaydır
Rüzgara tutulmuş bayrak gibi dalgalanırken duyguları
Hemen ele verirler kendilerini
Alı aldır, moru mor
Ama en çok siyahtır gözleri
Ufku kapanmış bir yaşamın görüp görebildiği; burnunun ucu
Burunsa hep kırmızı şiddetin fıtratından
Ama kanatları vardır geniş, sıcak, konforlu
Melekleri vardır titredikçe sıcağına tüneyen
Sevgileri okyanus debisi, lebleri sefertasıdır şefkatin
Sevinçleri hep seferi
Deniz sesinin uzaktan işitildiği sahil kasabalarının
Deniz kadınlarıdır onlar
Kendi mekanlarına yabancı –ki vazgeçtiysem turist sözcüğünü kullanmaktan
Hayli eğlenceli geldiğindendir kulağa-
Kapalı perdelerin ardında tükenen hayatlarıyla
Uçmayı öğretirler kırılmış kanatlara- gözyaşlarıyla sardıkları-
-Nerden bildikleri şüpheli-
Martıların uğramadığı sahil kasabalarında
Allah’tan sonraki kutsaldır deniz kadınları çocuklarca
Yüzlerinin bir yanı sokak, bir yanı annedir onların
Alınları mavi
Balkonları sorma demiştim ya!
Perde suratlı adamlardan da bahsedemeyeceğim şimdi
İçim ezilmeseydi bu kadar belki
Ve yırtılmasaydı kederimin kefeni …
Başka sefere …
5.0
100% (30)