14
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
1404
Okunma
Yol gibi uzuyorum sana
Sokakları tenha caddelerin kirini pasını sürüp üstüme
Bir avuç su serpiyorum umuda
Ayak izi, teker izi, sevda izi …
Silinmiyor
Dağılmıyor da
Yolcusuz otobüs kırgınlığından
Otobüssüz yolcu yılgınlığına terfi edenlerin tanıdık yorgunluğunu okşuyor gözlerim
Nasırlı ellerin ve ayakların şeref sancaklarını dikiyorum birkaç sözcükle
gidiyor dilimin pası
Kendine şakıyan bülbüllerin sağırlığını
En iyi güller biliyor kuşkusuz
Ve yağmurun ıslattığı şemsiyeler biliyor kıymetini güneşin
Susadıkça susuyorum ben sana rüyalarımda
Sen bir söğüt oluyorsun gölgesine uzandığım
Meltem esintisiyle eğiliyor yüzüme
Salıncak kurduğum dalların
Dikili hiçbir ağacım yoksa da
Sahipleniyorum tüm ormanları
Her kuytuda gözlerini buluyor gözlerim
Düştüğüm karanlıkta
Müdavimi oluyorum dipsiz dehlizlerin
Sessizlik
Ah bu sessizliğin dili!
Hiçbir lügata sığmıyor alfabesi
Dilime bağladığım çaputların düğümü çözüldükçe
Artıyorum ben sana kuşkusuz
Dönüyor yoksunluğunla düzdüğüm çeyiz sandıklarının anahtarları
Yokluğuna giydirdiğim gelinlik
Bir duvak düşlüyor tülden
Terzi edasıyla örüyorum kirpiklerini
Alıp göğsümün üstünden
5.0
100% (20)