0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1304
Okunma
Lâl kesildim lakin eşk damlıyor gözden
Şiir dost, mâh aşk, sitâreyse gözdem
Bu denli hârmanlanmışken doğmamalı tan
Gönül gaddâr, gönül biçare, günüm; özlem.
Keskin bir mızrağın önünde diz çöktüm senin adına
Şüphesiz parmak uçlarıma kadar vehm gerek kanıma
Lakin kaybetmedi üryan dilim adını, ümitli
Kellem düşer ise gül, gönül harab olur ise tanıma.
Kursağıma kadar bâdelerinden içtim, sensin saki’m
Bizden geçti, kül olduk, nida et! Sağ kim?
Bu beyitler müjganlarına lütûftur bilesin
Serkeş ederisem affola, bu vakit kalem sakin.
Fuzuli’de aradım seni, Şeyh Edebâli’de
Ta buradasın, hisset, çağrıma he de bari be
Ne kadar zaruri isen o derece mahrurum
Cismin Sahra da sağanak, eve valide.
Doğmuşsun, nutkum tutuk, bir hayli suzânsın
Tüm renklerimi kaybettim, cesedim ufkunda uzansın
Gel, aralarım tüm kapıları hatta penceremi, bacamı
Esselâm’ın ile cümle arş kibir uykusundan uyansın.