1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1077
Okunma

göz arkasında sepya perdeler aralanıyordu
dert sofralarına aç çocuklar düşüyordu yorgun sabahlara
köşe başları ıslak gözlü kadınlar kusuyordu kaldırımlara
sol yanımda bir yangın körüklüyordu birşeyleri kaçak göçek
o gece milyon kere suskundu tozlu aynalar
gözün aydın demeye dönuyordu nemli geceye yılgın bir ilkbahar
ansızın aralanan pencerelerde bir ses uzatıyordu kıysıya kendini
incecikten birşeyler mırıldanıyordu terkedilmiş otağıma
sessizce sızan sözcükler kendini zorla sevdiriyor
harf harf işliyordu soğuk kendini tutturmayan kirli bir çift ele
herşeyin üzerinden kalkmıstı ölüm kokusu
hızını ayarlayamayan aşklar doluyordu ıssız bir kalbe
açlığını bende tamamlıyan bir yanı vardı ki;
söyleyeme kıyılmayacak kadar güzel sözler düşüyordu gönülden
ikiyi dört eden her kuralı bozan yanları vardı
ince bir saz mırıldanışı tadında sözleri
birde keskin ve siyah gözleri elbette
kendime gelemediğim bir boşluk gibi
çarpıp düştüğümden beri
hiç bukadar sevinmemişim
düştüğüm girdabın diz kapaklarımda kanayan yarasına
bir aşkın derin ve acıtan izlerine rağmen
hiç severek karalamamıştım kendi üzerimden çizgilerimi...
GG
...
5.0
100% (7)