3
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1389
Okunma
Bu kefen kokan soğuk mendebur duvarlar
Bu arsız ıssız sinen sinsi ölüm kokusu
Unutturacaksa yıldızlarımı bana
Sarınsın tüm gökyüzü dirilişimin cenazesine
Ağlayan gözlerimden bir fidanlık can çıkacaksa
Kezzap kanar acılarımdan sağın gözyaşlarımı
Ve ben ;
Kırmızı bir gecenin alacasına bu kadar çaresiz bulanmışken
Bu kadar doymuşken bu sabıkaya
Gülecekse iki belikli küçük kız çocukları
Vurun alnımın çatından!!!
Utanın ,paslı demir gibi yalnız ve soğuk yaşatmaktan …
Özleten falakaya ruh mu dayanır
Parmak yeter mi kala kalmış bir yalnızlığa kandil tutmaya
Başını alıp giden bu serçe ölüsü acıdan
Meze kılmadınız mı haram sofranıza
Avuçlarımın içinde bir yer var
Kem den kör den uzak sevgili cehennemi tadında
Yıkık birkaç anıya tutunan kokulu yıldızlarım
Ve gidişimin ardından uzun bir ah var adlarına efsan
Her gün bir öncekinden kanamalı şimdilerde
Her sabah anlamını küfreden güneşlerimden sıyırmış
Kıymayın yaşatarak bana
kendim kalayım kendi gölgemden koşar adım kaçarak
Bu yalnızlığın kuytusunda vurun alnımın çatından yıldızlarımı
Gömün karanlığa hey hat , acımayın işte
Ve cesedimi gözünüze yakın bir yerde
Yakın diri diri lal öfkelerinizle …
GG
...
5.0
100% (7)