5
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1857
Okunma

Kilim ipliğinde güveler şen de,
Zılgıt havasında karasinekler.
Yastık oyasına gölge düşende,
Köşe minderinde matem pinekler.
--Üç yüz altmış beş gün, yedi yirmi dört,
--Uyusun garibim ört üstünü, ört.
Kamburu hezanın bahtına vurur,
Duvarlar; mor yükün, yorgun devesi.
Etrafında kahır dolanır durur,
Duvarlar; çığlığın, tunç çerçevesi.
--Mertek çürük, direk kambur, yük ağır.
--Duvarlar kör, dilsiz. Duvarlar sağır.
Tokmağında hışım, dibekte ağı.
Saat tik tak tik tak, çile yoğurur,
Yaşanan hayaldi yarın Kafdağı,
Yelda ağır yüklü, gör ne doğurur.
--Ölümün rahminde, beklenen bebek.
--Emanet kanatla uçan kelebek.
Kapılar, umuda geçmiş kelepçe,
Hangisini açsan, ardı kan gölü.
Oda; Hama, Humus. Salon; Halep’çe.
Her eşyada bin bir hatıra ölü.
--Ceset ceset yükte dağarcık zarı,
--Duvarlar; boğulmuş cenin mezarı.
Açık pencerenin tülü savrulur,
Sonbahar akşamı serinliğinde.
Sönmüş bir ocağın külü savrulur,
Dumanı, tavanın derinliğinde.
--Üst katta bir çocuk misket yuvarlar.
--Duvarlar, çin çin çin öter duvarlar.
Bir resim, aynanın sol köşesinde,
Sakalına tel tel düşmüş kırağı,
Bir resim, yolculuk telaşesinde,
Akşamdan toplamış tası tarağı.
--Yolculuk, yolların bittiği yere,
--Bütün gelenlerin gittiği yere.
Bütün fırtınalar bir nefese denk.
Titreyen bir mumu söndüresiye.
Kudreti sonsuzun ilminde ahenk.
“Dön” deyip, dünyayı döndüresiye.
--Bütün fırtınalar bir nefese denk.
--Kudreti sonsuzun ilminde ahenk.
10-03-2013
5.0
100% (12)