12
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1180
Okunma
bu yakaya yağan
sabah yağmurları
hala vakitsiz
türküler dillerinde
ezberi unutulan eski
iki sınıra sıkıştıran
bildiğim renkleri
göz suyu bu dilsiz
damlayan geceye
güneş sarısı. çılgın mavi
şimdi de siliniyor kırmızı
sanırım ardımda
yok. hiç kalmadılar orada
çalınan kemanlar sancılı
hep yanı başımda
yaprak dökümüne karşı
inatçı
tutunan bakışlar da vedalı
bir ayağı kesik serçeler
ağlıyorlar asfaltta işte…
buz keserken tüm yeşillikler
kızıla boya.
hoyrat değil soluk
bu bakışlar. kızıla
düşlere seriliyor
canlı hala ay ışığı
nasıl anlar bu eller
kırmızı bir yalnızlığı
akşam vakitleri bir hoş
bırak ardında çığlıkları artık
dünden kalma bu günler sarhoş
durma tütün bas
yaralı serçeler
yaralı bahar sabahları
durma sende çiğne sınırları
zaten tanrılar çıldırmış
kırmızı kan nicedir akmış
aksın bırak…
şafak sökümü deli kısrak
tüm suskulara inat
ya dağ gibi yaslan
ısıt gövdemi
üşüyen düşlerimi
ya kapa gözlerini
avuntu tutar beni
Blackless