3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1797
Okunma
zaman nefes nefese soluklanırken
gecenin sıfır üç menzilinde,
yorgun düştü yüreğim kâbuslar vadisinde;
kargaların elinde tutsak idi bülbüller,
ve ökseliydi kartallar
kan emen kümeslerde.
kanattı da bu tablo rûhumun hicrânını,
hüsrana has karmaşık renklerle
leyl’in kirpiklerine kerhen asıyorum
tedirgin kaygılarımı…
hüsranlar girdabında çalkalanıyor ruhum
her an yeni bir ses
ve yeni bir nefes her an,
dökülüyorum peş peşe
nem’in ecel olduğu yerlere özenerek,
gam cenderesinde.
içime kapanarak çekiyorum
mahrem sancılarımı,
baldıran zehri tadında yudumluyorum
onulmaz duygularımı…
kargaşa kara bir baht gibi
geziniyor içimde;
sükûn nedir bilmez çılgın dalgalar
sadist iştahlarla örseliyor kıyılarımı,
seyre dalıyorum telaş içinde;
serseri gelgitlere tutsak
deniz yıldızlarımı.
bir damla huzur için sığındığım limanlar,
kasırga doğuruyor en hırçınından
kırıyor çaresizlik kolumu, kanadımı…
sinsi bir ihanet semiriyor içimde,
içim içimi yiyerek besleniyor.
kar yağıyor düşlerime
bir bahar mevsiminde,
kara yüzlü bulutlar kuşatıyor
umut ufuklarımı;
en onulmaz zamanlarda
en sinsi vurgunları yiyorum “can özüm” den,
sabrın damarlarından damıtarak
emziriyorum sancılarımı…
tutkularla ayartıp muhabbet kendisini,
bir şehvet batağında kaybeder izlerini.
terke kalkar yürekler
tahammül yokuşunda
insanlığın yüz akı
sevgi’nin siperini.
tedirgindir bu yüzden yüreğim,
kutsal emanet bilerek aşk ağrılarımı,
nadasa bırakıyorum artık
gem almaz, delişmen duygularımı…
huzur yitik hazinemdir şimdi,
endişeler heyelandır içimde,
cinnete ramak kalmış
bir hayatın kıyısında
sırnaşık çaresizlik kurcalıyor aklımı,
çıldırmanın sayhâsı ağmadan üzerime,
yûsuf’ça bir duruşla
teslim edip kalbimi sevginin sahibine
hücresine çekilip bu gönül zindanımın
beklemek istiyorum kıyâmet sabâhımı…
5.0
100% (1)