0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1698
Okunma
Bunlar kelamın, kalemden istifası
Gönlün gönlümü zımparaladı gitti pasım
Senden önce gönül su diye kezzap içti asıl
Çünkü uzatılan her suyun pisti tası
Sıcaktan haz etmeyen bu kalbime asırlık gölgesin
Bir mühür gibi vurdum seni kalbe, yokluğunla söz kesip
O şehrin tüm ışıklarını yok etmek istiyorum
Yeter ki güzelliğini kimse görmesin
Göz bebeklerim tutuşur, sen söndürecek olan damlasın
Yavaş yavaş kalbe doğru dudağımdan sız
Zincirlerim kırıldı, buralarda kaybolucak iken
Sen beni, bende tutan son halkasın
2 ayrı şehirde, ama aynı seyirde, 2 avuçta bir duayız
Ayrı yastıklarda, ayrı uyku ama aynı rüyadayız
Sarılıp uyumamız lazımken, biz biraz uzağız
Ama yakında bozacağız, bize kurulan bu tuzağı
Ben sana bağımlı kıldım içimdeki sevgimi
Arayıp buldum en son, kaybetmiştim yerimi
Yorgunum uzak yoldan geldim sefilim
Senin elinden olsun da su diye de içerim ben zehiri
Lakin başkaları ab-ı hayat uzatsa da kalbe içirmem
Aklım başımdan gitmek üzere çağrı mı yok ki işiten
Ben yolunda deli olmaya da razıyım
Zaten pekte akıllı sayılmaz aşkı kalbine giydiren
Nur yüzünü gördüm tükendi korkularım
Elini tuttum aşka gidiyorum uygun adım
Eşsizliğini görünce senin
Benden uçtu gitti aklım, uçtu gitti uykularım
Hayattan tek isteğim sadece yanında olmak
Ama bilirim ki aşk çile çekmeden olmaz
Dağınık saçım başım, gitti aşım, aşka açım
Sen haricinde kim ne verse gönül doymaz
Ben çay aşığıyım ama gözlerinin ’kahve’sine hiçbir şeyi değişmem
Serfirazsın tüm kahvelerden, ela dan, maviden, yeşilden
Uzak diyarlarda da olsan gelirim ben peşinden
Mutluluğa bir adım kala hiç dönülür mü eşikten?
Soğuk odamda soluksuz hasret geceleri
Uzun zamandır aşkı göstermiyo bu gönül penceresi
Aşk ile kanatlandım, öfke ile seyir eder arz cazibesi
Bu hasret ve özlemi yüreğimden bence gel de sil
Ansızın çıktın, kara günümü düğün edip
Nice feryadımı susturdum, bunların hepsi birer türkü deyip
Bitmesin diye bu aşk, seni kalbe mühürledim
Her gün daha fazla seviyorum seni, anılarımıza gülümseyip
Tekrar geliyim. Elimde bir gül olsun masamız da çay
Öyle yakın olalım ki, ışığını geçiremesin aramızdan ay
Lakin sana uzak, geceye yakınım
Elini uzat, gönlümü düştüğü bu karanlıktan al