0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1884
Okunma
İşte şimdi yeni bir yolculuk, yok el sallayan
Tek içilen su, su değil sanki kan
Bir dost sesi duymadan gidiyorum, solum dayan
Sen gelmek istersen gel, solum da yan
Tek gitmek sanki bir yolculuk inkılabı
Tek gidince yollar da kaybetmiş ihtişamını
Bu halimle kabartıyorum yalnızlığın iştahını
’Alem-i sema’ idin şimdi getiriyorsun girdabı
Yollar sanki saç, dökülüyor kıvrım kıvrım
Bir de hasret var ki onu da vurdum kırdım
Ayların yalnızlığı üzerimde, yorgun kırgın
Daha 18 yaşım, ama baksan sanki kırk’ım
Senden ayrı her günüm soğuk, her günüm sonbahar
Seninle bir günümü anlatmaya yetmez 10 bahar
Yalnız başıma yürüyorum sana çıkan bir yolda
Sokaklar soğuk, yollar buzlu, her taraf kar
Biz masalında Hercai olmayan iki Kardeleniz
Bıkmadan yılları saymamın elbet var nedeni
Bedeli büyük olsa da bekleyişimin
Ölmek yok aklımda, son kez tutmadan yâr elini
Aşk mevsimi geldi, topla hasadı vur tırpanı
Yanına uçmak isterim, rüzgara karşı hızlanıp
Ben kokun sindi diye yıkamaya kıyamıyorum hırkamı
Bedenime dikerdim eğer olsaydı fırsatım
Bu aşk meyvesini verdi, durma kopart
Hâlâ el ele yürümemizi bekliyodur o park
Yavaş yavaş yaklaşıyoruz mutlu sona
Ne mutlu bana, kavuşacağım sana, az daha direnip yola
Tabiatın bu güzelliği adına karşı saygı duruşu
Ki tabiata bile kilitledim sen varsın diye ufkumu
Güzelliğin kafamı yerden arşa uçurur
Camdan ayakkabı ile dolaşmama gerek yok, ben prensesimi bulmuşum
Düşlerimin prensesi, yoksun ama düşlerimde sürer sesin
Sanki hâlâ ensemde titriyor nefesin
Dimdik ayaktayım ama hayalin bile büker ensemi
Kavuşup daha fazla üzmeyelim, aşk denen sersemi...
5.0
100% (1)